24 Temmuz 2015 Cuma

HATIRLADIKLARIM


Lisenin Camlı köşk denilen tarafındaki yatakhanesi manzara olarak çok güzel olsa da,kışın ısı açısından diğer yatakhanelere göre soğuk olurdu.Bendeniz orada hiç yatmadım.Sanırım Yatan arkadaşlarımdan Mehmet Şahin 'e  ait  anıma  yataklık yaptı . Lise birde kalmaca yoktu kalan okuldan ilmi kifayetsizlik den atılır idi. O sene okuldan atılmak ile kalmak arasında gelgitler yaşayan bendeniz  sonunda, Kimya  tek ders ikmal hakkı noktasına gelmiştim. Bir sınıf üste geçilerek başlayan derslere inat,  Tek ders ikmalcileri  Rahmetli. Sinan Aksoy'  dan ve Bendeniz, Kimya, Köfte Ertan gibi bazı başka tek  ders mağdurları ile birlikte Psikoloji labaratuarın  da bize tahsis edilen  alanda sınav hazırlığını yapmaktaydık. Sinan ve ben, ağırlıklı deliklere sokulan pisikolojik deney aleti çubukları ile oynayıp  sınava çalışmakta , mavralarımızı sürdürmekte idik. Köşesine çekilmiş Bugünün Doktoralı Kardeşim  Köylü Mehmet, Yıl içi en yüksek notları Rahmetli Çişli. Bnb.Yurdagül hn. dan almış öğrencilere ait Kompozisyon  yazılarını incelemekte,o konulara yaklaşımlarını irdeleyerek  dip notlar ile yeni kompozisyonlar yaratmakta ,sıkı çalışma temposuna aralıksız devam etmekte idi. Sınav günü gelmiş C.tesi sınav sonrası evlerimize dağılmıştık. Pazartesi sabahı kalma geçme gerçeğini öğrenme anı ile başlayan tek dersten geçtiniz haberi ile  bizi ikinci sınıfın  devam eden derslerine,   bir gün sonra katılma adına serbest bırakmıştı.Topluca Camlı köşkte toplanmış gelecek ile yorumlarımızı,hayallerimizi konuşup sohbet etmekte,  sigarasını tüttüren Sinan dan nasiplenmek de, 3 ay sonra Harp okuluna sinema izleme adına inişimiz sırasında taburdan ayrılarak evine giden Sinan'ın ancak bu kadar dayanabileceğini hayal edemeden bir arada konuşmakta ,gülüşmek de idik. Ama esas hayal edemediğimiz Mehmet'in şu sözleri idi. '' Arkadaşlar sistemi çözdüm.Bir daha ikmale kalmak yok''Bu iddalı söze ne denir. Kalan 5 yılı hep ikmal ile geçiren,  Doktoralı  Arkadaşıma selam olsun

Başlayan ikinci sınıf  derslerine bir haftalık gecikme ile katılan bendeniz, A kısmının arka sıralarında Cemali ve Yavuz Fıran'ın kıskacında kah kızarak kah gülerek günleri geçirmekte,temizlik ustası Salih efendiyi kızdırıp, kafamıza süpürge ile vurma girişimlerinden sıyrılma egzersizleri icra etmekte idik. Ertan köfte ve  Yiğit  Celal'in Nazi vari yürüyüş eskivlerini izlemekte ve '' Vur göğsüme ben yiğitim '' diyen Celal'e  Allah ne verdiyse vuruşumuz devam etmekte,kanlı gömleği bayraklaşmakta idi.
Kimya hocamız Rahmetli Dz. Tavşan Yzb Türker derslerini aktif metot çerçevesinde vermekde, kitap okuyarak yapılan bu uygulamada anlaşılmayan konuları ona soruşumuz ve oda  sonu  anlaşılmaz cevapları ile yardımcı olmayı seçmişti. Dişi sever bu hocamızın mektuplarını kimya labaratuarın da bularak okuyuşumuz ile aldığımız feyz sonrası bir ders aralığı , Hocanın ''benden iyi bıçak kullanabilen yoktur'' sözü ile başlayan konu, genişlemiş tartışmaya yol açmıştı. Orta sıralardan kalkan Sinsi Faruk'un ''Hocam kapıya karşılıklı  jilet atalım görelim kim daha iyi''  fikri sınıfı azdırmış alkışlar arasında cebinden çıkardığı kağıda sarılı jileti Türker hocaya vermesi ile alkış miktarı sözlü halde, bastır Faruk nidalarına dönüşmüştü. Hocanın kapıya fırlattığı jilet saplanmamış ,tıkır,tıkır sesi ile yere düşmüş,Sinsi Faruk'un yerden aldığı jiletle kürsü tarafına ilerleyişi ve anı dönüşü ile fırlattığı jiletin, Trak sesi ile kapı gövdesine yarıya kadar saplanması ile kopan alkış tufanı sonrası yaşanan, yediği tokattan Kulağı yırtılmış İbrahim,Ensesinde Boza pişirilmiş neden dayak yediğini bilmeyen bendeniz ve birkaçımız nasibimizi almıştık.İbrahim'in ciddi kulak travması, Araya giren Yurdagül hocanın gayretleri ile tatlıya bağlanmış olsa da, İbrahim'e uzun süre sıkıntılı kulak günleri geçirtti.
Okulumuzun geleneksel yemekleri,kuşaklar arası usta çırak ilişkisi içinde devam eden ver her Bahriye subayının damağında unutulmaz lazzetler bırakan ortak bir kültürdü. Dalyan köfte,mercimek çorba,kadınbudu köfte,iç pilav ve dahası.........tatlı dendi mi Samsa,Vezir parmağı,Hanım göbeği unutulmazlar arasında idi.Bugün 18 kasım törenleri çerçevesinde gittiğimiz geleneksel toplanmalarımız da, şahen ben , sunulan ayni yemeklerin verdiği damak tadını yakalayamamakta geçen sürenin bizi eskittiği ,yada yaşanan süreçlerin yıprattığı algısını almaktayım.
Ortak bellek her ne kadar bizi Heybeli Ada Harp okulu mezunu olarak ,ada odaklı sevmeye itse de
Tuzla Deniz Harp okulu inşa temelini atan sınıflar içinde dahlimizin olması ,oraya ait anılar içinde bir kuzu günü etkinliği içinde, Bülent Hanımı son kaldı, Erkek sanatçı olarak izleme şansını belleklerimize kazıdı.
Ülkemizin zor dönemlerden geçtiği Cumhurbaşkanı seçimlerinin askıda kaldığı,Asılan fidanların bizden uzak hikayeleri arasında izole yaşamlarımızda, Lise,Harp okulu öğrencileri arası okuldan atılan siyasi fikirli genç dimaların  gidişleri hızlandırdı. Tedbir adına  atanan yönetici Sert subayların varlığı ise, eğitim dışı bizi sosyalleştirecek fikir üretmelerinden uzaklaştırırken,  sportif faliyet arayışlarını hızlandırdı.
Harp okuluna geçiş günümüz öncesi,lisede yapılan tören akabinde, giydiğimiz Harp okulu Siyah İspalet,Çakı çevizli elbiselerimiz içinde sanki özgürlük ve hürriyete uçan kelebekler gibi,Sınıf Subayına nispet sigara içmeyenlerin bile sigara yaktıkları bir durum protestosuna dönüştü.Sigaralar birer bayram meşalesi, bizler  onu taşıyan özgür ruhlardık.

Yaşam, dönemler içindeki geçişlerini bazen sert yapabilir.Çalınan üniversite soruları nedeni ile bazı başka hayaller peşinde,Üniversiteye gitmeyi hedefleyen benim gibi arkadaşlarım arasından cesur olanlar, yemin etmeden, yeniden  sınavlara girip okuldan ayrılma cesaretini gösterdiler.Harp okulu günleri anılarıma geçmeden söylenecek son söz  Deniz Lisesi adına, iyiki okumuşum diyebileceğim bir duygu birikimi ise ,itirazım  Şafak plağı girişindeki tabelada yazan  Dz.Lise öğrencileri ve Hayvanlar ''Köpek,Kedi'' giremez yazısı utancıdır.  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder