9 Mart 2015 Pazartesi

İlim X & Bilim

Semavi  dinlerin  temelinde yatan örtünme güdüsü , temel üç dinde de kendini göstermekte .Dönem dönem incelendiğinde birbirlerine yakın görüntüler içermektedir.
Geçen Zaman ,yoruma açık fikirlerin artmasına neden olsa da ,dinin  Tanrı ile İnsan arası manevi ilişki boyutu üzerine olan  temel felsefesi, Ritüeller,Giyim   gibi aidiyet  yaratma,dini semboller,  üzerine otururken kurallaşmaya yüz tutan veciz sözler ile süslenmiş, belirli gurupların ulema,din adamı gibi kisveler altında gurupsal baskı aracı olma adına   sarf ettiği  söz  ve tanımların  etkileri  , dinin kitapsal kutsal temelinde  kalan , gerçek  anlayışın unutulmasına neden olmuştur.Bilim ve İlim arasındaki ince çizgi ,bilinmeyeni sadece tanrıya bağlama ve ötesini düşünme ,deme kolaylığı  ile Bilimi Frenlemiş,  insanın bilinmeyen korkusunu körükleyerek  , Öteki dünya hayalini Cennet ve Cehennem kavramı ile sınırlamıştır.Dünyada Doğum anı ile başlayan  süreci bazı canlılar Cennet, bazı canlılar Cehennem kaderi ile yaşamakta ve aldığı dersleri  iyiliğe taşıma becerisini gösteremeyen  bu faninin ,ölüm sonrası Cehennem yaşama hissiyatı hangi gerçek İlim tarafından açıklanabilir.
Bilim kabullenmeleri  ,  başlangıç temeli  olarak matematiksel dizginin üzerine otururken  gelişimini,  insan  zeka gelişimine paralel sürdürmekte gibi görünse de hayal etmenin işin temel felsefesi olduğu   gerçeği  de yadsınamaz. Kabullenmeler  öğrenmenin önünü tıkarken,kolaya kaçmayı  seven insan profilini de etkiler ve kitlesel sürülerin oluşması gibi istenmeyen güçlerin doğmasına neden olur.Kendi Rönesans ‘ını oluşturamayan İslam coğrafyası üzerindeki  Mezhepsel  doğmalar ,kendi kitlelerini  kitap özü dışı söylemlerinin  örtüleri altına almış.  İnsan özünün Tanrı ile ilişkisini bireysellik dışına taşımışlardır.

 Bilimin Örtüsü olmadığı gibi ,bilinmezliğin  sınırı da yoktur. Bilim adına ,bilime adanmış Ölüye(Kadavra ya)  don giydirme  Yaratanın yaratış modelini görmezden gelme aczidir. Bilimin, Çoğalmanın doğal uzantısı olan genetik organların işlevlerinin  tabulaştırılması ile daha iyi bir yol alacağı  sanılıyor olabilir.  Hayal  gücünü kısıtlama  biçimi, örtülü organların genetik  kodunu  zorlar ve sınırlayanların kafalarında, geleceğin ölüm sonrası mutluluk  araçları biçimine döner . Bu bilinmeyenin hayal dışı dayatması ,İlmin kuramsallaşmasıdır. Bu durum  ,Bilimin gerçekleri ile bağdaşmaz. Gelişim insanlık adına bir arayış, ama bir son değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder